ABD, Stinger füzesine ramjet tahrik sistemi entegre etti

Amerika Birleşik Devletleri Ordusu, kısa menzilli hava savunma sistemlerinde yeni bir çağın kapılarını aralayacak nitelikteki “Red Wasp” adlı program kapsamında, omuzdan atılabilen Stinger füzesine entegre edilen ramjet motorun başarılı uçuş testini gerçekleştirdi.
Stinger
Program, klasik katı yakıtlı motor yerine iki fazlı ramjet tahrik sistemini kullanarak füzenin menzilini ve performansını ciddi ölçüde artırmayı hedefliyor.
Ramjet tahrik sistemi
1981’den bu yana kullanılan FIM-92 Stinger, geleneksel olarak sabit itki sağlayan katı yakıtlı roket motoru ile sınırlı bir menzile sahipti. Red Wasp programı ise bu sınırı aşmak üzere tasarlandı. Programda kullanılan hibrit sistem iki aşamada çalışıyor:
- Füze, klasik roket motoruyla süpersonik hıza çıkarılıyor.
- Ardından motorun ön bölümündeki bir port açılarak dış atmosferden hava alınması sağlanıyor.
Bu hava, içerdeki ramjet yakıtıyla reaksiyona girerek ikinci fazda itki sağlıyor. Bu sayede oksitleyici taşımaya gerek kalmadan daha verimli bir yanma ve daha uzun menzil elde ediliyor.
U.S. Army Combat Capabilities Development Command yetkililerine göre bu teknoloji, Stinger füzelerine “önceki nesillerin ötesinde bir nefes” kazandıracak.
Testler sürekli devam ediyor
Ramjet entegrasyonu fikri ilk kez 2022’de ortaya atıldığında, kompakt Stinger gövdesine bu tarz bir sistemin sığamayacağına dair endişeler vardı. Ancak, 2024 yılında Utah’taki Dugway Proving Ground test sahasında gerçekleştirilen uçuş testinde sistemin çalışabilirliği ispatlandı.
ABD Ordusu mühendisleri bu başarıyı, “yüksek risk, yüksek kazanç” ilkesine dayanan bir kamu girişimi olarak tanımlıyor.
2025 yılı içinde farklı yakıt türleri ve termal yalıtım çözümlerinin test edilmesiyle sistemin daha da optimize edilmesi planlanıyor.
Daha uzun menzil
Ramjet entegre edilmiş Stinger, geleneksel versiyonlara göre çok daha uzak mesafelerden hedef angajmanı sağlayabilecek. Sürekli itki üretimi sayesinde hem seyir süresi uzuyor hem de kinetik enerji daha verimli kullanılıyor. Bu da helikopterler, alçak irtifada seyreden sabit kanatlı uçaklar ve giderek artan sayıda görev üstlenen İHA’lar gibi tehditlere karşı etkili bir çözüm sunuyor.
Savunma analistlerine göre bu tür bir geliştirme, daha ağır hava savunma sistemlerine olan bağımlılığı azaltarak birlik seviyesinde (squad-level) daha esnek SHORAD (Short Range Air Defense) yapılarının kurulmasını mümkün kılacak.
Stinger’ın evrimi
Stinger füzesi, Sovyet-Afgan Savaşı’ndan günümüze kadar, Ukrayna’daki çatışmalar da dahil olmak üzere, birçok cephede etkinliğiyle kendini kanıtlamış bir platform. Ramjet entegrasyonu, bu ikonik silah sistemine yeni bir hayat kazandırırken, aynı zamanda ABD Ordusu’nun geleceğin çatışmalarına adaptasyon konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
U.S. Army Araştırma Laboratuvarı’nın resmi açıklamasında, “Bu çalışma yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda devrimsel bir füze mimarisinin ilk adımıdır” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: gdhDigital