Eurofighter’ın zaman çizelgesi | Eurofighter Dosyası – 5


Eurofighter dosyamızın son yazısında ise bahse konu uçağın gelişimini inceleyeceğiz. Eurofighter Typhoon savaş uçağının ilklerinin ele alınacağı bu yazıda test uçuşları, satışlar, test atışları ve çok daha fazlası ile bir savaş uçağının gelişim aşamalarını gözlemlemeye çalışacağız.
- Yazı: Eurofighter Typhoon’un doğuşu
- Yazı: Swing Role Kavramı ve Tranche’ler
- Yazı: Motor ve alt sistemler
- Yazı: Eurofighter Typhoon’un pençeleri
- Yazı: Zaman çizelgesi
“2030 Geleceğin Savaş Hava Sistemi Eurofighter evrimi henüz sona ermedi, gelecekteki teknolojilerin gelişmeleri devam ediyor ve Typhoon’un herhangi bir Gelecekteki Muharebe Hava Sistemine Köprü olarak hayati bir rol oynayacağını garantilemek için olgunlaşıyor.”
Burak Özcan
1971 yılına gelindiğinde Birleşik Krallık, gelecekteki operasyonel ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni nesil bir savaş uçağı geliştirme gereksinimini resmen belirledi.1972’de, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) tarafından yayınlanan AST 403 spesifikasyonu, bu ihtiyacın somut bir ifadesi oldu. Bu spesifikasyon, 1970’lerin sonlarına doğru ortaya çıkan ve geleneksel kuyruk konfigürasyonuna sahip olan P.96 tasarımının temelini oluşturdu.1979 yılına gelindiğinde, Batı Almanya da benzer şekilde yeni bir savaş uçağına duyulan ihtiyacı değerlendirerek, gelişmiş bir teknoloji demonstratörü olan TKF-90 konseptini geliştirdi. Bu konsept, yenilikçi kranklı delta kanat yapısı, yakın bağlantılı ön kanatlar ve uçuş kontrol sistemleri aracılığıyla sağlanan yapay stabilite gibi özelliklere sahipti. Aynı yıl içerisinde, önde gelen havacılık şirketleri Messerschmitt-Bölkow-Blohm (MBB) ve British Aerospace (BAE), hükümetlerine Avrupa İşbirlikçi Savaş Uçağı (ECF) veya alternatif olarak Avrupa Savaş Uçağı olarak adlandırılan ortak bir proje için resmi bir teklif sundular. Ekim ayında, Fransız havacılık devi Dassault’un katılımıyla ECF konsorsiyumu genişletildi ve üçlü bir işbirliği başlatıldı. Bu yeni oluşumun projesi, Avrupa Savaş Uçağı (ECA) olarak anılmaya başlandı. “Eurofighter” adı ise, bu önemli aşamada söz konusu uçağa ilk kez verilmiş oldu.
1981 yılında, Avrupa Savaş Uçağı (ECA) projesi, çeşitli faktörlerin etkisiyle hayata geçirilemedi. Bu faktörler arasında, farklı ulusal gereksinimlerin ortaya çıkması, Dassault’un tasarım liderliği konusunda ısrarcı tutumu ve İngiliz tarafının Rolls-Royce/Turbomeca RB199 motorunun geliştirilmiş bir versiyonunu tercih etmesi (Fransızların Snecma M88 motoruna olan tercihlerine karşın) önemli rol oynamıştır. Nisan 1982’de Panavia konsorsiyumunu oluşturan ortaklar (Messerschmitt-Bölkow-Blohm, British Aerospace ve Aeritalia), Agile Combat Aircraft (ACA) programını başlattılar. ACA, British Aerospace’in P.110 tasarımına büyük ölçüde benzemekteydi ve kranklı delta kanat, ön kanatlar ve çift kuyruk gibi karakteristik özelliklere sahipti. Mayıs 1983’te, British Aerospace, bir ACA teknoloji gösteri uçağı olan Experimental Aircraft Programme’ın geliştirilmesi ve üretimi için İngiliz Savunma Bakanlığı ile resmi bir sözleşme imzaladı.

1983 yılında, İtalya, Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve İspanya, ‘Geleceğin Avrupa Savaş Uçağı’ (Future European Fighter Aircraft – FEFA) olarak adlandırılan yeni bir ortak programı başlattılar. 1984’te Fransa, uçak gemisi konuşlu bir versiyon gereksinimini yineleyerek programda lider rolü üstlenme talebinde bulundu. Bu durum üzerine İtalya, Batı Almanya ve Birleşik Krallık FEFA programından ayrılarak, kendi aralarında yeni bir Avrupa Savaş Uçağı (European Fighter Aircraft – EFA) programı oluşturdular.
2 Ağustos 1985 tarihinde Torino’da, Batı Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya, Eurofighter projesine devam etme konusunda mutabakata vardılar. Fransa ve İspanya’nın projeye ortak olarak katılmama yönündeki kararları teyit edildi. Eylül 1985’in başlarında, Fransa’nın diplomatik girişimlerine rağmen İspanya, Eurofighter projesine yeniden dahil oldu. Eylül 1985’in ortalarında ise Fransa, Dassault Rafale adıyla geliştirilecek olan kendi Agile Combat Experimental (ACX) projesini takip etmek üzere Eurofighter projesinden resmen ayrıldı.

Nisan 1986’da, British Aerospace Experimental Aircraft Programme (BAE EAP), British Aerospace’in Warton tesislerinde kamuoyuna tanıtıldı. Bu tarihe kadar proje, kısmen Messerschmitt-Bölkow-Blohm (MBB), British Aerospace (BAE) ve Aeritalia tarafından da finanse ediliyordu. 6 Ağustos 1986’da BAE EAP, ilk başarılı uçuşunu gerçekleştirdi. Günümüzdeki Eurofighter Typhoon savaş uçağı, tasarım ve konsept açısından EAP ile önemli ölçüde benzerlik göstermektedir.
1986 yılında, projenin gelişim sürecini etkin bir şekilde yönetmek amacıyla Münih merkezli Eurofighter Jagdflugzeug GmbH adında bir konsorsiyum kuruldu. Aynı yıl içerisinde, Rolls-Royce, MTU Aero Engines, FiatAvio (şimdiki adıyla Avio) ve ITP şirketlerinin ortaklığıyla EuroJet Turbo GmbH teşkilatı oluşturularak, EJ200 motorunun geliştirilmesi çalışmalarına başlandı.
Eurofighter Typhoon’un geliştirilme sürecinde önemli bir kilometre taşı olan ilk prototipin inşasına 1989 yılında başlanmıştır. Projenin uluslararası niteliği gereği, uçağın bileşenlerinin üretim hattı ve nihai montaj aşamaları, sorumluluğu bulunan dört ana ülkeye dağıtılmıştır: İngiltere’de BAE Systems’in Warton tesisleri, Almanya’da EADS’nin Manching tesisleri, İtalya’da Leonardo Uçak Bölümü’nün Torino tesisleri ve İspanya’da EADS CASA’nın Getafe tesisleri.
1980’lerin sonlarına doğru, söz konusu savaş uçağı genel olarak Eurofighter EFA (European Fighter Aircraft) olarak anılmaya başlandı.1990 yılına gelindiğinde, uçağın radar sistemi seçimi önemli bir teknik ve politik engel teşkil etti. Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya, Ferranti Defence Systems liderliğindeki ECR-90 radarını desteklerken, Almanya ise APG-65 bazlı MSD2000 radarını (Hughes, AEG ve GEC-Marconi iş birliğiyle geliştirilen) tercih etmekteydi. 1992 yılında, uçağın adı resmi olarak EF 2000 olarak değiştirildi.
27 Mart 1994 tarihinde, Eurofighter prototipinin ilk deneme uçuşu, DASA (Deutsche Aerospace AG) baş test pilotu Peter Weger tarafından Bavyera’da başarıyla gerçekleştirildi. Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya Hava Kuvvetleri Komutanları, DA1 ve DA2 Eurofighter Typhoon uçaklarının aynı yıl içinde ilk test uçuşlarını başarıyla gerçekleştirmesiyle birlikte, gelişmiş savaş uçağı ihtiyaçları konusunda mutabakata varmışlardır.
1994 yılında, dört ülkenin Hava Kuvvetleri Komutanları, uçağın ileri düzey gereksinimleri hususunda mutabakata varmışlardır. Bu mutabakat, Eurofighter Typhoon Geliştirme Uçağı (DA)((Development Aircraft), yani DA1 ve DA2 prototiplerinin üretilmesine olanak sağlamıştır. DA1, Almanya’da ilk uçuşunu gerçekleştirmiş olup, temel görevi kullanım karakteristiklerini ve motor performansını değerlendirmekti. İlk uçuş, 27 Mart 1994 tarihinde DASA’nın baş test pilotu Peter Weger tarafından icra edilmiştir. Söz konusu uçak, Aralık 2005’te hizmetten alınmıştır.

DA2 ise, ilk uçuşunu 6 Nisan 1994 tarihinde Birleşik Krallık’ta gerçekleştirmiştir. Bu prototip, uçuş kontrol sistemleri değerlendirmeleri ve yük taşıma testleri gerçekleştirmiştir. Uçuş kontrol sistemleri değerlendirmeleri, Eurofighter’ların “Carefree Handling” ‘’Kaygısız Kullanım’’ olarak bilinen tekniğinin geliştirilmesini kapsamıştır. Bu teknik, pilotun tam kontrol yetkisine sahip olarak kontrol kolu, pedallar ve gaz kolu aracılığıyla istenilen manevraları gerçekleştirebilmesini ifade etmektedir. Ayrıca, bu kaygısız kullanım testlerinin temel amacı, uçaktaki uçuş kontrol sisteminin performansını değerlendirmekti. Bu testler esnasında, uçağa en zorlu silah yüklemesi konfigürasyonu da entegre edilmiştir. Bu denemeler, Eurofighter Typhoon’un ilk operasyonel kabiliyeti için onay alması açısından zorunluydu. DA2, bu kaygısız kullanım denemelerini gerçekleştirebilen tek Eurofighter prototipiydi. Ocak 2007’ye kadar çeşitli test faaliyetlerine devam ettikten sonra hizmetten alınmış ve Londra, Hendon’daki Royal Air Force Müzesi’nde statik sergiye dahil edilmiştir.
30 Ocak 1998’de, Eurofighter GmbH, Eurojet ve NETMA (NATO Eurofighter and Tornado Management Agency) arasında ilk üretim sözleşmesi imzalandı.2 Eylül 1998 tarihinde, İngiltere’nin Farnborough şehrinde düzenlenen bir törenle uçağın isimlendirilmesi gerçekleştirildi. Bu etkinlikte “Typhoon” adı resmen kabul edildi; başlangıçta bu isim yalnızca ihraç edilecek uçaklar için düşünülmüştü. 1996 yılında, ilgili ülkeler üretimde iş paylaşımı konusunda mutabakata varmışlardır. Bir yıl sonra, 500. test uçuşu Almanya’nın Manching şehrinde gerçekleştirilmiştir.
Eylül 1998’de, 148 adet Tranche 1 uçağının üretimi ve Tranche 2 uçakları için uzun vadeli malzeme tedariki konularında ilgili sözleşmeler imzalandı. 2000 yılında, Birleşik Krallık, Typhoon uçakları için uzun menzilli havadan havaya füze ihtiyacını karşılamak üzere MBDA Meteor füzesini tercih etti. 1990’ların sonlarından 2000’lerin başlarına kadar olan süreçte ise uçak, kapsamlı çevresel, silah atış, havada yakıt ikmali ve süpersonik hız testlerine tabi tutulmuştur.
Eurofighter Typhoon, 2003 ve 2005 yılları arasında, projeye katılan dört ana üretici ülkenin (Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya) hava kuvvetleri bünyesinde operasyonel kullanıma girmiştir. Aynı zaman dilimi içerisinde uçak, Savunma Yardımcı Sistemleri Alt Sistemi (DASS), Çok Fonksiyonlu Bilgi ve Dağıtım Sistemi (MIDS), ilk Doğrudan Ses Girişi (DVI) teknolojisi ve sensör entegrasyon sistemlerini bünyesine katmıştır. Temmuz 2003 Avusturya, Eurofighter’ı satın alan ilk ihracat müşterisi oldu.
9 Aralık 2004 tarihinde, Eurofighter IPA4 prototipi, İsveç’teki Vidsel Hava Üssü’nde -25 ila 31 °C arasındaki sıcaklıklarda uçağın ve sistemlerinin operasyonel performansını değerlendirmek amacıyla üç ay sürecek Soğuk Ortam Testlerine (Cold Environment Testing – CET) tabi tutuldu.
2005 yılında Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan arasında, Eurofighter Typhoon’un Suudi Arabistan Tornado filosunun yerini almasına yönelik bir anlaşma imzalanmıştır. İlk ihracat teslimatları kapsamında, Avusturya Hava Kuvvetleri (Luftstreitkräfte) ilk Eurofighter Typhoon uçağını 2007’de, Suudi Arabistan ise 2008’de teslim almıştır.
20 Temmuz 2006’da, Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin (RAF) Tranche 1 Blok 5 konfigürasyonundaki uçaklarına, GBU-16 Paveway II lazer güdümlü bombaları ve Rafael/Ultra Electronics Litening III lazer hedefleme podunu kullanarak sınırlı bir havadan karaya saldırı yeteneği kazandırmak üzere bir anlaşma imzalandı. Bu geliştirilmiş kabiliyetlere sahip uçaklar, RAF tarafından Typhoon FGR4 olarak adlandırıldı. Aynı yıl içinde, maliyet gerekçesiyle sunulan ve ilk elli üç Batch 1 RAF uçağının silah donanımını sınırlamayı öngören teklif reddedildi. Üretici ortaklar dışında ilk ihracat teslimatı kapsamında, Avusturya Hava Kuvvetleri (Luftstreitkräfte) ilk Eurofighter Typhoon uçağını 2007’de teslim almıştır.
Ağustos 2007’de, Pasif Kızılötesi Havadan İzleme Ekipmanı (Passive Infra-Red Airborne Track Equipment – PIRATE-IRST) ile donatılmış ilk Eurofighter, İtalyan Hava Kuvvetleri’ne teslim edildi. PIRATE sistemi, Tranche 1 Blok 5 ve sonraki konfigürasyonlardaki Eurofighter uçaklarına entegre edilmeye başlandı.

16 Ocak 2008 tarihinde, tam donanımlı ilk Tranche 2 üretim uçağı olan Instrumented Production Aircraft 7 (IPA7), EADS (European Aeronautic Defence and Space Company) şirketinin Manching havaalanından ilk başarılı uçuşunu gerçekleştirdi.Mart 2008’de, Tranche 1 standardında üretilen son uçak Alman Hava Kuvvetleri’ne teslim edildi. Bu tarihten itibaren yapılan tüm teslimatlar, Tranche 2 konfigürasyonunda gerçekleştirildi.21 Ekim 2008 tarihinde, dört yıl önce sipariş edilmiş olan doksan bir adet Tranche 2 uçağının ilk iki adedi, RAF Coningsby üssüne teslim edildi. Aynı ay içerisinde, Eurofighter’ı tedarik eden ülkeler, başlangıçta 236 uçaktan oluşması planlanan Tranche 3 siparişini iki ayrı aşamaya bölmeyi değerlendirmekteydi.11 Eylül 2008’de, beş müşteri ülkesinin ve endüstriyel uçuş test programının toplam uçuş süresi 50.000 saate ulaştı. Suudi Arabistan’a ilk uçakların teslim edilmesi 2008 yılıdır..
31 Mart 2009’da, bir Eurofighter Typhoon savaş uçağı, radarının pasif modda çalıştığı bir senaryoda ilk kez bir AIM-120 Gelişmiş Orta Menzilli Havadan Havaya Füzesi (Advanced Medium-Range Air-to-Air Missile – AMRAAM) ateşledi. Füze için gerekli hedef verileri, ikinci bir Eurofighter Typhoon uçağının radarı tarafından elde edilmiş ve Çok Fonksiyonlu Bilgi Dağıtım Sistemi (Multi-functional Information Distribution System – MIDS) aracılığıyla iletilmiştir. Buradaki amaç, radar sistemi pasif konumdayken bir füzenin fırlatılması ve bu operasyonel kabiliyetle önemli bir gizlilik avantajının ortaya konmasıydı. 14 Mayıs 2009 tarihinde, Birleşik Krallık Başbakanı, ülkesinin üçüncü parti Tranche 3 alımına devam edeceğini teyit etmiştir.Temmuz 2009’un sonunda, dört ortak ülke arasında (Birleşik Krallık için kırk, Almanya için otuz bir, İtalya için yirmi bir ve İspanya için yirmi adet olmak üzere) paylaşılan 112 uçaklık Tranche 3A’nın ilk bölümüne ait sözleşme imzalandı.
Ocak 2011 itibarıyla, tüm Typhoon filosu toplamda 100.000 uçuş saatini aşmış bulunmaktaydı.25 Mayıs 2011 tarihinde, 100. üretim uçağı (seri numarası ZK315), Warton’daki üretim hattından çıktı. 2011 yılında, Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin (RAF) Eurofighter Typhoon uçakları, İtalyan Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklarla birlikte, 2011 Libya askeri müdahalesi sırasında ilk muharebe görevlerini icra etmişlerdir. Bu görevler kapsamında hava keşif ve yer saldırı operasyonları gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Umman Sultanlığı Sözleşmesi Aralık 2012’de Umman Sultanlığına 12 Typhoon uçağının tedariki için bir sözleşme imzalandı.
2013 yılında, Faz 1 İyileştirmeleri’nin (Phase 1 Enhancements – P1Ea/Software Release Package 10 – SRP10) ilk aşaması hizmete alınmış olup, bu sayede Paveway IV ve EGBU16 güdümlü bombaları ile uçağın dahili topunun yüzey hedeflerine karşı kullanımı mümkün hale gelmiştir.
Şubat 2014’ün sonunda, Aktif Elektronik Taramalı Dizi (Active Electronically Scanned Array – AESA) teknolojisine sahip Captor-E radarıyla donatılmış bir Eurofighter’ın ilk deneme uçuşu gerçekleştirilmiştir.
2014 yılında, Faz 1 İyileştirmeleri’nin ikinci aşaması olan ‘P1Eb’ duyurulmuş ve MBDA Storm Shadow seyir füzesinin entegrasyonu ile uçağın havadan karaya taarruz yeteneklerinin kapsamı genişletilmiştir. Aynı dönemde, Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF), Panavia Tornado GR.4 uçaklarının sahip olduğu silah ve yetenekleri (Storm Shadow, Brimstone ve Görüş Ötesi (Beyond Visual Range – BVR) füzeleri dahil olmak üzere) Eurofighter Typhoon filosuna sorunsuz bir şekilde entegre etmeyi amaçlayan ‘Project Centurion’ programını yürütmekteydi. Typhoon için Captor-E (E-Scan) radarının geliştirilmesine ilişkin sözleşme imzalandı. Captor-E radarının uçuş testleri ise Temmuz ayında başlamıştır. Aynı yıl içine 400. Eurofighter Alman Hava Kuvvetlerine teslim edildi.
2015 yılında, Airbus şirketi, Eurofighter için Aerodynamic Modification Kit (AMK) olarak bilinen ve kanat kaldırma kuvvetini %25 oranında artırmayı hedefleyen aerodinamik iyileştirme paketini uçuş testlerine tabi tutmuştur. Aşama 3 Geliştirme Şubat 2015’te IDEX Savunma Fuarı sırasında Faz 3 Geliştirmeler (P3E) sözleşmesi imzalandı ve 2015 yılında ayrıca RAF Typhoon’ların Suriye ve Irak üzerinde çok sayıda görev gerçekleştirdiği görüldü.

Nisan 2016’da, Finmeccanica (2017’den itibaren Leonardo olarak anılacaktır), İtalyan Hava Kuvvetleri’ne ait bir Tranche 1 Eurofighter Typhoon uçağına entegre ettiği Mode 5 Dost-Düşman Tanımlama (Identification Friend or Foe – IFF) sisteminin havadan karaya angajman yeteneklerini başarıyla gösterdi. Kuveyt, Captor-E Aktif Elektronik Taramalı Dizi (Active Electronically Scanned Array – AESA) radarı için ilk müşteri olarak kayıtlara geçti. Kuveyt sözleşmesi Nisan 2016’da Kuveyt Devleti ile 28 adet Typhoon uçağının tedarikine ilişkin sözleşme imzalandı. 2016’da ayrıca P2E modernizasyonu da hizmete girdi.
Katar Sözleşmesi 10 Aralık 2017’de Katar Hükümeti ve BAE Systems’ın 24 Eurofighter Typhoon uçağının tedariki için bir sözleşme imzaladığı duyuruldu. Bu yıl ayrıca ikili Meteor ateşlemesinin başarısı ve Brimstone test ateşlemesinin tamamlanmasına da işaret ediyor.
Centurion projesi Ocak 2019’da İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri projesi Centurion hizmete girdi. Centurion, havadan yüzeye füze Brimstone’un entegrasyonu gibi P3Ea ile ilişkili yetenek geliştirmelerini içeriyordu. Quadriga sözleşmesi NETMA ve Eurofighter, 11 Kasım 2020’de Almanya’nın Trench 1 filosunu, E-Scan radarıyla donatılmış 38 yeni Eurofighter Typhoon ile değiştirmek için Quadriga sözleşmesini imzaladı.
Kuveyt Teslimatı Aralık 2021, E-Scan radarı MkO’ı içeren P3Eb standardına sahip ilk iki uçağın Kuveyt Hava Kuvvetleri’ne teslim edildiği tarihtir. Kuveyt Eurofighter Typhoon’ları yeni radarla teslim edilen ilk uçaklardır.
Halcon Sözleşmesi Haziran 2022’de NETMA ve Eurofighter, İspanya’nın eski F-18 filosunun kısmen yerini alacak Halcon sözleşmesini imzaladı. Bu sözleşme kapsamında İspanya, E-Scan radarıyla donatılmış 16 tek kişilik ve 4 çift kişilik savaş uçağı alıyor.
2024 Çalışabilirlik ve bağlantı P3Ec entegrasyonunun, jet uçağının birlikte çalışabilirliğini ve bağlantısını (Sivil NAV, MIDS yükseltmeleri), sensörlerini ve öldürücülüğünü (geliştirilmiş E-Scan, METEOR iyileştirme paketi), hava aracı performansını (Maksimum Kalkış Kütlesinin artırılması) ve ayrıca sağ kalımını ve durum farkındalığını (geliştirilmiş DASS, IFF) iyileştirmesi öngörülmektedir. Aerodinamik Modifikasyon Kiti Mevcut Program 4 Geliştirme (P4E) müzakere aşamasındadır ve 2028’de tüm Milletlere sunulacaktır. Aerodinamik Modifikasyon Kiti (AMK), P4E büyüme yolunun bir parçası olarak planlanmıştır ve daha esnek ve daha ağır silah yapılandırmaları ve yeni silah entegrasyonunu garanti eden bir AMK ilk izni sağlayacaktır. Geliştirilmiş veri kayıt yeteneği, bir Zemin Veri Yükleyici ve Kaydedici (GDLR) aracılığıyla gerçekleştirilecektir.
2030 Geleceğin Savaş Hava Sistemi Eurofighter evrimi henüz sona ermedi, gelecekteki teknolojilerin gelişmeleri devam ediyor ve Typhoon’un herhangi bir Gelecekteki Muharebe Hava Sistemine Köprü olarak hayati bir rol oynayacağını garantilemek için olgunlaşıyor. Eurofighter Typhoon’un en azından 2060’a kadar önemli bir kolaylaştırıcı olmasını sağlayacak teknolojilerden bazıları şunlardır: yeni bir Aviyonik Mimarisi, Geniş Alan Ekranı, yeni Parlama Kalkanları ve Kask Üstü Ekran Striker II içeren yeni nesil dijital kokpit ve gerekli bant genişliğini sağlamak için Yüksek Hızlı Veri Ağı (HSDN).
Kaynak: defenceTurk