Orgeneral Celasin anlatıyor: Malatya’daki F-4E’ler
F-4E Phantom uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri envanterine girişinin 50nci yıldönümünde başladığımız yazı dizisinin birinci bölümünde, ilk F-4E filosunun kuruluşunu ve F-4’lere hazırlık sürecini, ilk F-4E filo komutanı olan (E) Hv. Plt. Org. Ergin Celasin’den (Türk Hava Kuvvetleri’nin 23ncü Komutanı) dinlemiştik. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
1979’da İtalya-Napoli’deki NATO Airsouth Karargâhı’ndaki görevimin sona ermesi ve karayoluyla Ankara’ya vasıl oluş. Ne yazık ki, Napoli’nin cıvıl cıvıl ışıklı ortamından sonra, karanlık bir Ankara bize “hoş geldiniz” der. 1979’un ikinci yarısı. Türkiye, hiç de huzur verici bir tablo görüntüsü vermiyor. Ülke adeta bir barut fıçısı gibi, her an patlamaya hazır bir durum.
İşte böyle bir atmosferde, Ankara’daki eve yerleşme çabası başlar mı? Başlar. Yeni görev, karargâhı Diyarbakır’da bulunan 2nci Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı’na Harekât Başkanı. Rütbe, Kurmay Albay. 2nci Tak.Hv.Kv. Komutanı, Korg. Halit Toroslu. Toroslu Paşa, benim 1960-61 yılları arasında Merzifon’daki 143.Filoda da komutanım.
Diyarbakır, Ağustos ayında insanı nasıl karşılar? Bittabi sıcağıyla. 45 dereceyi bulan sıcaklığın şiddetinden, neredeyse asfalt bile sert çehresini tam anlamıyla yumuşatıverme yolunu seçer mi? Seçer. O kadar mülayimleşmişti ki, bastığın yerde ayakkabı kalıbını alabilme becerisi, doçentlik mi desem profluk mu desem yeridir.
“Çok terliyor muydunuz?” diye soracaksınız, biliyorum. Ne gezer. Rutubet, kış uykusunda. Neredeyse insan cildini susuz bırakacak bir oran bana “yeter” diyordu.
İlk iş derhal göreve adapte olma. Sonrası, iki yıl çok keyifli bir Harekât Başkanlığı yapma. Diyarbakır 8nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda konuşlu 181. ve 182.Filo’lar F-100D uçaklarıyla uçuyor. 184.Filo ise RF-5A foto-keşif uçaklarıyla teçhiz.
O yıllarda F-100’ler, yılların biriktirdiği çileyi, arıza çıkarma rekorlarını kırma gayretine tebdil eylemeyi yeğlemişti. Faaliyet yüzdeleri çok düşük. Şükürler olsun herhangi bir kaza yok. Neredeyse her gün, bakım hangarları arızalı F-100’lerle dolup taşıyor. Bunların, envanterden çıkarılmalarının zamanı gelmemiş miydi acaba? (1).
Diyarbakır’da görev yapılan sürede lövye, gaz ve direksiyon, 20.000 feet’te beklemeye geçmiş. O dönemler karargâhlarda görev yapanlar için, şimdiki gibi uçtukları uçak tipine göre ilgili filoya gidip uçuş yapmak bir hayaldi. Belki T-33 ile 1-2 sorti, bir yerlere gidip, gelmişimdir. O bile bellekte yer almamış.
Merzifon, Malatya ve Diyarbakır hava üsleri, 2nci THKK’ne bağlı birlikler. Diyarbakır’daki F-100’lerle, Malatya’daki F-4’leri birlikte nasıl kullanırız, bir hedefe nasıl taarruz ettiririz?
Bu arada ben İtalya’dayken, yeni F-4’ler alınmış ve iki filo harbe hazırlığını tamamlamış (2). Önce F-4’leri F-100’lerle birlikte kullanmayla ilgili bir yönerge hazırlarsın. Bütün uçucuları, toplantılarla bir araya getirirsin.
Uygulama şöyle; Taarruz edilecek bölgeye girmeden çok önce, tüm uçaklar randevu noktasında buluşur. Lider bir F-4 kolu, bunu bir F-100 kolu takip edecek, sonra tekrar bir F-4, bir F-100 kolu gelecek şekilde karma bir taarruz paketi oluşturulacak.
İlk olarak bir F-4 ve F-100 karma paket taarruz paketi çalışmasını, Eskişehir’de 113.Filo’da (F-4) ve 112.Filo (F-100) birlikte uygulamış ve başarılı olmuştuk (3). Bu seferki bir aşama daha üst seviyedeydi.
Gerçekleştirdiğimiz karma taarruz paketi çalışması çok başarılı oldu. Başta Komutan olmak üzere herkesi de memnun etti. Burada dikkat çekilmesi gereken husus ne olmalı dersiniz? El cevap: Eldeki teknolojik olanakların kısıtlı olması sizi durdurmamalı. Müşterek aklınızı araştırma, geliştirme ve yenilik bulma yönünde kullandığınız zaman başarılı sonuçlar alabilirsiniz. Bunun örnekleri ileriki yıllarda başka uygulamalarla da çoğaltıldı.
Ağustos 1980, yeni Komutan hoş geldi. Korg. Necdet Volkan. En kayda değer olayların başında “12 Eylül İhtilâli” var. “Harekât Başkanı’na (bana), daha önceden bir şeyler fısıldanmıştır” diye sorarsanız cevabım, “Son güne dek, bir kırıntı bilgi bile ihsas edilmemişti” olur. İhtilâl çok sıkı gizlenmiş, bilmesi gerekmeyen hiçbir personele haber verilmemişti anlaşılan.
7nci Kolordu Komutanlığı, Diyarbakır konuşlu. Kıdemlilik dolayısıyla Sıkıyönetim Komutanlığı görevi kime tevdi edilir? Korg. Kemal Yamak, Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanı.
Havacılardan Diyarbakır için, sadece personel takviyesi istenmiş. Ayrıca, Tunceli’ye konuşlandırılan Komando Tugayı yanında “Hava Destek Harekât Merkezi” (ASOC) açıp, çalıştırmayı da 2nci Tak.Hv.Kv. sağlamıştı.
Geldik 1981 Ağustos’una. İstikamet Malatya-Erhaç 7nci Ana Jet Üs Harekât Komutanlığı. Malatya’da iki F-4E filosu konuşlu. Zaman lövye, gaz ve direksiyona kavuşma zamanı.
Karargâhın kâğıt-kalem faaliyetinin ekşiliğinden, uçuş birliğinin lövye-gaz-direksiyon tatlılığına kavuşmak büyük bir keyif olacaktı. Tayyarecilikte, damarlarında uçuş tutkusu dolaşanlar için, karargâh görevleri ıstırap vericidir. Ama, şunun da önemle belirtilmesi gerek; Karargâhta hizmet yapmamış bir uçucu, karargâh atmosferini; karargahtan kıtaya adım atmamış birisi de, kıta ruhunu anlamakta zorluk yaşar. Aynen, teorinin pratiksiz, pratiğin de teorisiz olamayacağı gibi.
Üs Harekât Komutanlığı, daha az yazı-çizi, nispeten daha çok uçuş yapılabilen keyifli bir görev. Üstelik, ilk F-4E Filosu’ndan tanıdık çehreler, Yüzbaşı ve Binbaşı rütbelerinde 171. ve 172.Filolar’da görev yapar durumdalar. 113.Tayfun Filo’da yaşadığım heyecan dolu günlere döner gibi oldum. Gibisi fazla, resmen oldum.
O yıllarda, 2nci Ordu Komutanlığı henüz Malatya’ya konuşlandırılmamış. Dolayısıyla Garnizon Komutanlığı, en büyük birlik olarak 7nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda.
Sıkıyönetim uygulaması halâ devam etmekte. Bunun anlamı, üs komutanı Tuğg. Mustafa Türker’in mesaisinin neredeyse yarısından fazlasını şehirde geçirecek olmasıydı. Harekât Komutanı’nın ise, tamamen uçuş faaliyetlerinden sorumlu olması, sizi ziyadesiyle mutlu etmez ise, ne eder?
Birinci öncelik, hemen F-4E intibak uçuşlarına başlama. Daha doğrusu tazeleme eğitimine. En başta, tabii ki simülatöre merhaba denilecek.
Malatya-Erhaç’ta hidrolik ayaklar üzerinde yükselen ve hemen hemen her gerçek uçuş görevinin yapılabildiği, vertigo olayını bile hissettirebilen bir simülatöre sahiptik.
Harekât Komutanı ne yapar? Uçuşla ilgili her yeri gezer ve faaliyetleri görmeye çalışır. 113.Filo’nun kurulmasının üzerinden yedi yıl geçmiş. Orada oturtulmuş olan eğitim düzeninin devam ediyor olmasını görmeyi umuyorken, uçuş çizelgelerinin bile doğru düzgün tutulmadığını, simülatöre teçhizatsız gidildiğini gözlemlemek hiç de hoş olmamıştı.
113.Filo’da, G elbisesi, oksijen maskesi, kask, eldiven ve botlar, yani tam uçuş teçhizatı olmadan simülatöre adım atamıyordun. Eğitimlerimizin her safhasında bu uygulamayı tatbik etmek, boynumuzun borç zinciriydi. Bu programa uyum sağlayamayan pilotların, F-4 pilotu olmaları mümkün olamazdı.
Sonra Yzb. Canan Köse ile F-4 uçuşuna çıkış (Allah rahmet eylesin, seneler sonra yine Erhaç’ta Kur. Bnb. rütbesiyle şehit olacaktı). Yzb. Köse, 113.Filo’nun ilk F-4E uçucularından. Yıllar sonra yeniden F-4’le buluşulan bu uçuş da, hiç unutulacak gibi değil.
Tonolar, 17 ve 19’luk AOA (Angle Of Attack – Hücum Açısı) olsun, Yonca yapraklarını üzmeden hareketi kibarca tamamla vs. vs.
İkinci bir şoka hazır mıyız? İntibak sonrası, ilk görev uçuşu. SSS (Silah Sistem Subayı) Yzb. Ünal Bölükbaşı arka kokpitte. Yzb. Bölükbaşı, 113.Filo’nun ilk SSS kadrosundan.
Bir SSS’nin rule safhasında görevi, checklist’ten (kontrol listesi) yapılacak işlemleri pilota tek tek okumak. Baktım arkadan hiç ses-seda yok. “Ne o Bölükbaşı? Checklist’i kayıp mı ettin?” diye sordum. “Komutanım pilot arkadaşlar checklist’in okunmasını istemiyor, biz yaparız diyorlar” dedi.
Böyle bir cevap ancak, ikinci dalga şokunun şiddetini arttırmaya yaradı. “Hiç anlamam. Tek tek hepsini, ister Teğmen, ister Albay, ister Hv.K.Komutanı olsun okuyacaksın. F-4E ekip çalışmasıyla uçar” dedim.
Demek ki filolar, temel F-4E kültürünü heybeye atmış. Aslına rücu etmelerinin şart ve de elzem olduğuna, itiraz edilmesini kabul eder misiniz?
Hatırda tutulacak husus; Her ne şekilde olursa olsun, girişilen modernleşme hareketlerinde, temel prensip ve uygulamalar gerekirse daha da geliştirilip ileriye taşınmalıdır. Bırakın olduğu yerde saymayı, bir de geriye doğru götürülen işlemler, başarı yerine başarısızlık getirmeye mahkûmdur.
Malatya’daki filoların temelinde, 113.Filo’dan yetişen kişilerin oluşu, F-4E filosu kuruluşundaki fabrika ayarlarına dönüşün hızını, Mach 2’ye çıkardı desek yeridir. Ondan sonra etkili ve keyifli uçuş görevleriyle gelsin sahneye, “Nasıl savaşacaksan, o şekilde eğitim yap”.
171.Filo Komutanı Kur. Bnb. Ziya Alemdar, Filo Harekât Subayı Kur. Yzb. Çetin Dizdar ve Filo Eğitim Subayı Kur. Yzb. Akın Öncel. 172.Filo Komutanı ise Bn. Emin Oğuz idi. Filolardan hatırlayabildiğim, 113.Filo kökenli diğer isimler ise şunlar; İsmail Özalp, Erdal Ersoy, Hasan Sezgin, Ömer Bilginer, Mehmet Ercan ve Bekir Demir. Rütbeleri Yüzbaşı veya Binbaşı.
171.Filo’nun görevi av-bombardıman. 172.Filo’nun görevi ise eğitim. Yani F-4E pilot ve SSS personelinin eğitimlerini vermek.
Daha sonra ABD’den gelen kullanılmış F-4E’lerle Malatya’da 173.Filo kurulur (4). Üs Komutanı Tuğg. Mustafa Türker’in, hızlı sonuç almayı seven bir kişi olması sayesinde, 173.Filo’nun yeni binası çok kısa bir sürede tamamlandı.
173.Filo’ya ABD’den gelen F-4E’lerin radarları, daha da gelişmiş. Bu ne demek? Av-önleme görevleri 173.Filo’dan sorulur. Aralarında Vietnam Savaşı’nda kullanılmış olan gazi F-4E’lerin yaraları sarılmış, ayrıca VOR (5) ve ILS (6) cihazlarıyla donatılmışlar.
Doğu Anadolu’da birçok noktada Devlet Hava Meydanları’nın (DHMİ) VOR istasyonları mevcut. Yeni gelen F-4E’lerde hem TACAN (7) hem VOR olması, seyrüsefer açısından büyük bir kolaylık. Ancak, uçaklardaki VOR için gerekli olan tezgâh ve test cihazları ABD’den alınmadığı için bunlar bir süre sonra kullanılamaz halde. İlgililer bilgi özürlü olunca, doğal olarak VOR özelliğinin önemi, es geçilip gider.
Dahası, bu F-4E’lerin üzerinde bulunan TISEO’lar (8) da bir süre sonra söküldü. Esasen 113.Filo’nun son gelen F-4E’leri, TISEO’luydu. Onun sayesinde yerdeki veya havadaki bir hedef, TV kamerasında bire bir görüntü veriyor.
Sonradan öğrendik ki, bu cihaz havada fazla sürtünme yapıyor ve hava muharebesinde sol kanada doğru çekiş yapıyor diye, önce Eskişehir’deki uçaklardan sökülmüş.
Şahsen kaç kere 30 bin feet’te uçarken, kara yolunda tozu dumana katarak giden araçları net bir şekilde gösterdiğine ve it dalaşı çekişli tırmanışlarda da, gerçekten rahatsız edecek derecede sol kanada doğru yalpalama yaptırmışlığına şahit olmuşumdur. Ama çözüm bunları sökmek değil, Öncelikle satıh hedeflerine taarruz görevlerine tahsis edilmeleri olabilir miydi dersiniz?
Özetle, ABD’den gelen uçaklarla beraber 173.Filo da kurulur, kısa zamanda harbe hazır hale getirilir. Sonrası, 30 Ağustos 1982. Tuğgeneral oluş. Tayin yeri Ankara. Hv.K.K karargâhı Harekât Daire Başkanı, Tuğg. Ergin Celasin…
Devam edecek…
Dipnotlar:
(1) 181. ve 182.Filo’da görev yapan F-100D uçakları daha sonra Kanada’dan hibe edilen CF-104 uçaklarıyla değiştirildiler. Bu uçaklar envanterden çıkarılmak yerine, doğruca Konya 3ncü Ana Jet Üs Komutanlığı’ndaki 131. ve 132.Filo’lara gönderildiler. Hizmet ömürlerini çoktan doldurmuş F-100’ler, bir süre de Harbe Hazırlık Eğitim uçuşlarında kullanıldılar. F-100’ler en sonunda Hollanda’dan hibe edilen NF-5A/B uçaklarının gelmesiyle hizmetten çıkarıldılar.
(2) 1976’da Peace Diamond-II projesi kapsamında 32 adet F-4E ve 8 adet RF-4E satın alınmasına karar verildi. Bu uçaklarla 1978’de 172.Filo, ardından 111.Filo F-4E’lerle modernize edildi. RF-4E foto-keşif uçakları ise 113.Filo’ya verildi. 171.Filo’nun F-4E’lerle donatılması ise 1979’da gerçekleştirildi.
(3) Bakınız: https://tolgaozbek.com/yazarlar/ilk-f-4e-phantom-50-yil-once-gelmisti/
(4) Peace Diamond-III projesi kapsamında 1984’te 15 adet kullanılmış F-4E Amerikan yardımı olarak teslim alındı. Bu uçaklarla 173.Filo kuruldu. Daha sonra Almanya’dan gelen kullanılmış RF-4E foto-keşif uçaklarının gelmesiyle filonun görevi foto-keşif olarak değişti.
(5) VOR (VHF Omni-directional Radio Range), bir hava aracının yer istasyonuna göre hangi manyetik radyal üzerinde olduğunu gösteren cihazdır.
(6) ILS (Instrument Landing System – Aletli İniş Sistemi) pist başına yerleştirilmiş vericiler vasıtasıyla uçakların inişine yardımcı olan bir hassas yaklaşma sistemidir. ILS, uçağın pist başına kadar hassas yaklaşmasını sağlar.
(7) TACAN (Tactical Air Navigation System), askeri uçaklar tarafından kullanılan yön gösterme sistemidir.
(8) AN/ASX-1 TISEO (Target Identification System Electro-Optical) uzak mesafelerden hedef teşhisi yapmayı sağlayan bir kamera sistemidir.
Kaynak: tolgaOzbek