Rus tankçıdan T-80 gerçekleri

Aksel Buzuter Aksel Buzuter / 08.11.2025 14:29
Rus tankçıdan T-80 gerçekleri

Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) saflarında görev yapan bir tankçının birinci ağızdan anlattıkları, cephedeki teknik zorlukları, bürokratik baskıyı ve modern savaşın insan üzerindeki etkisini açıklıyor. Kendisine ‘Tim’ adını veren bir tankçı personel ile yapılan bu röportaj, bir yandan T-80BVM tankının kağıt üzerindeki efsanelerini yerle bir ederken, diğer yandan da seferberlik adı altında yaşanan teçhizat eksikliklerini, maaş sorunlarını ve askeri personelin sözleşme imzalamaya zorlanma süreçlerini deşifre ediyor.

Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) seferber edilerek T-80 tankında görevlendirilen bir askerin birinci ağızdan anlatımıdır. Röportaj Dzen.ru sitesinde Kasa8 isimli kullanıcı tarafından yayınlanmıştır. 

Tanıma süreci

Muhabir: Sizi nasıl tanıtabiliriz?

Cevap: Tim diyebilirsiniz.

Muhabir: Eğitiminiz ve askerlik öncesi mesleğiniz neydi?

Tim: Teknik üniversite mezunuyum ama mesleğimde hiç çalışmadım. Donetsk’te normal bir iş bulmak, özellikle deneyimsizseniz, her zaman zordu.

Muhabir: Motivasyonunuz ve askere alınma süreciniz nasıl gelişti?

Tim: 2022’deki durum herkes gibiydi: seferberlik. Zaten yemin etmiş, askerlik yükümlüsü biri olarak kaçmayı düşünmedim. O sıralar haberleri pek takip etmiyordum, yaklaşan büyük olayların farkında değildim.

Muhabir: Şu anki askeri biriminiz ve uzmanlığınız nedir?

Cevap: Savaşın başından beri şu anki görevimdeyim. Şu anda tank silahları nişancı-operatörüyüm. Birim olarak en fazla eski 1. DHC Kolordusu diyebilirim.

Muhabir: Daha önce askerlik tecrübeniz var mıydı?

Cevap: Evet, 18 yaşıma bastığım 2016 yılından beri bu işin içindeyim. “Askere gitmeyen adam değildir” düşüncesiyle yetiştirildim. Tankçı olmak istedim çünkü teknolojiye her zaman meraklıydım; sanal tank oyunlarını gerçeğe taşıma fırsatı buldum. 2022’ye kadar farklı birliklerde, aralar vererek üç sözleşmeli dönem geçirdim. Uzmanlığım hep teknik üzerineydi; Strela-10 ve Osa gibi hava savunma sistemlerinde nişancı-operatör ve mekanik-sürücü olarak görev yaptım.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri

Seferberlik Süreci (Şubat 2022)

Muhabir: Seferberlik emri (celp) size nasıl ulaştı?

Tim: Bana resmi bir celp kâğıdı gelmedi. Şubat ayının sonlarında bir telefon aldım; “Eşyalarını topla, bugün askerlik şubesine gel” dediler. Bize bunun bir “askeri tatbikat” olduğu söylendi. Ancak gerçekte, adamları okullara ve spor salonlarına topladılar ve kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey vermediler. İnsanlar çıplak zeminde uyudu. Ben böyle bir duruma düşmek istemedim. Cumhuriyetin güneyindeki bir arkadaşımın yanına gittim ve orada İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel bir birlik olan “Kaskad” ile bir aylık deneme sözleşmesi imzaladım.

Muhabir: Sağlık kontrolü ve evrak işleri nasıldı?

Tim: Sağlık kontrolü diye bir şey yoktu. Bir günde içeri girdim. Beni arkadaşımın tanksavar müfrezesine, SPG (Geri tepmesiz top) doldurucusu olarak atadılar.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
(Görsel: Prensa Latina) Rus Silahlı Kuvvetleri Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde

Muhabir: Size hangi teçhizatları verdiler?

Tim: Kaskad’ın donanımı iyiydi. Kaliteli bir kışlık üniforma, 6B45 çelik yelek ve 6B47 kask verdiler. (Savaş başlayınca yeleği, içinde ne olduğu belirsiz seramik plakaları olan SSO marka ‘Pantsir’ modeliyle değiştirdiler). Ayrıca standart, sıfır bir Kalaşnikof (5.45mm) verdiler.

Muhabir: Eğitim aldınız mı?

Tim: 22 Şubat’ta katıldığım için müfreze içinde minimum düzeyde bir eğitim alabildik. Silahların (SPG-9 ve güdümlü füzelerin) hazırlığı ve bir kez de tıp eğitimi… Onu da bir sağlıkçı değil, konuya meraklı bir silah arkadaşımız verdi. Ve sonra 24 Şubat sabahı oldu…

Savaşın Başlangıcı ve İlk Deneyimler

Muhabir: Savaş başladığında birliğinizdeki atmosfer nasıldı?

Tim: Başlangıçta ruh hali coşkuluydu; “Nihayet hepsinin hesabını soracağız” diyorduk. Ancak daha sonra, Azovstal’daki atık tepesinde dururken Kiev yakınlarındaki geri çekilmeyi ve Azov askerlerinin tahliye (esir değişimi) haberini aldığımızda tam bir moral çöküntüsü yaşadık.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
Azov esiri takas öncesi çay içiyor

Muhabir: Birliğinizin görevi neydi?

Cevap: Görevimiz herkes gibi hücumdu. Bizim müfreze, hücum bölüklerine koruma sağlıyordu. Açıkçası savaşın başlangıcı hakkında anlatacak pek bir şeyim yok. Eksik kadrolu bir müfrezedeydim; 4 topa 2 tam mürettebat bile düşmüyordu. Yeni ve deneyimsiz olduğum için genelde “getir-götür” işlerindeydim. Hastaneden (yaralanma sonrası) döndüğümde Azovstal muharebelerinin son aşamasına denk geldim. O tepeden inip dinlenmek için izne gönderildiğimizde, hemen birliği terk ettim (askeri jargonda ‘SOÇa’ – Birliği İzinsiz Terk Etme). Çünkü bize, İç Birliklere seferber edilenlere, maaş ödemiyorlardı (bir defaya mahsus 300 dolar verdiler) ama sözleşmeyi uzatmamız için baskı yapıyorlardı. Vatanseverlik güzel şey ama karın doyurmuyor ve bedavaya çalışmak istemedim. Kimse beni aramadı. Hatta sonradan birliğe dönüp siyasi subayla (zampolit) konuştum, durumu anlattım. O da “En azından geriye dönük bir istifa dilekçesi yaz” diye tavsiyede bulundu. Savcılığa başvurmam bile maaşımı almamı sağlamadı. Yine de içim rahat değildi; tecrübem vardı ama potansiyelimi gösterememiştim. Kapanmamış bir hesap vardı.

Muhabir: O dönem mühimmat ve tedarik durumu nasıldı?

Tim: Kaskad elit bir birim olduğu için mühimmat veya malzeme konusunda pek sorun yaşamadık. Yaralı tahliyesi (askeri argoda ‘300’lük’) çok iyi organize edilmişti. Nisan ayında yaralandığımda beni ve komutanımı çok hızlı bir şekilde sahra hastanesine ulaştırdılar.

Muhabir: Yaralanma anınızı anlatır mısınız?

Tim: İlginç bir an değildi. Ele geçirdiğimiz bir evde oturup yemek yiyorduk. Duvar yerine cam bir cephe vardı. Bir havan mermisi (Polonya yapımı olduğu düşünülen) isabet etti. Kalabalığın tam ortasındaydım ama sadece ben vuruldum. Kaval kemiğime kör bir şarapnel isabet etti. Sırtıma gelen başka bir parçayı ise bir ay sonra montumun astarında fark ettim.

Tankçılığa Geçiş

Muhabir: Sonra başka bir birliğe tankçı olarak mı katıldınız?

Tim: Evet. Bir ay evde oturdum ve Mariupol’da yarım bıraktığım işi bitirmem gerektiğine karar verdim. 2016’da askerliğe başladığım ilk taburumun karargahına gittim. Orada birkaç haftalık bir sağlık kontrolünden geçtim ve bu şekilde tankçı olarak başladım.

Muhabir: Hangi göreve atandınız?

Tim: Zaten nişancı tecrübem olduğu için doğrudan nişancı olarak kaydoldum. Özellikle “seferber edilmiş” statüsüyle girdim. Beklentim, her şeyin yakında biteceği ve “yerine birini bul” gibi eski bürokratik engeller olmadan ayrılabileceğimdi. Fabrikadaki işimi de kaybetmek istemiyordum.

Muhabir: Yeni birliğinizde eğitim aldınız mı?

Tim: Eğitim yerine, beni doğrudan tamir taburuna (rembat) gönderdiler. Orada vurulmuş bir tankı, Rusya’ya (askeri argoda ‘şeridin ötesi’) gönderilmek üzere parçalarını birleştirmek için çalıştım. Tamir taburunda mekanik olarak geçirdiğim birkaç haftadan sonra, cephe gerisinde bir mevziye gönderildim. O dönem bizim bölük T-72 kullanan son bölüktü, diğerleri T-80’e geçmişti. Biz de sonbaharda T-80’lere geçmek için çekildik. Kolordu birliklerinde hiçbir zaman gerçek bir temel askeri eğitim olmadı. Birliğe katılırsınız ve her şeyi “yolda” öğrenirsiniz. Bu, komutanlarınıza bağlıdır.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
T-80 tankı

Muhabir: Yeni birliğinizde ne tür teçhizat verdiler?

Tim: Otomatik tüfek dışında hiçbir şey vermediler. Neyse ki, o zamanlar iyi bir başçavuşumuz vardı; gönüllüler aracılığıyla bize çok iyi malzemeler temin etti: sırt çantaları, üniformalar, harika ilk yardım çantaları ve ayakkabılar…

Muhabir: Mürettebata katıldığınızda tankın durumu nasıldı?

Tim: T-80BV’lere geçtiğimizde durum karışıktı. Depodan yeni çıkmış mükemmel makineler de (bana bu denk geldi) vardı, içler acısı durumdaki Ukrayna’dan ele geçirilen (askeri argoda ‘ukropok’) ganimet tanklar da… Tankları aldığımızda, altı ay boyunca onları zırhlamaya (güçlendirmeye) harcadık. O zamanlar FPV (kamikaze drone) tehdidi yoktu, bu yüzden tankları şehir savaşına, RPG ve tanksavar füzelerine karşı hazırlıyorduk. Bulduğum her metal hurdayı tankın zırhına ekledim, hayal gücümü serbest bıraktım.

Muhabir: Tedarik (lojistik) durumu nasıldı?

Tim: Tedarikte sorun yoktu. Mühimmat, yakıt ve erzak düzenli geliyordu. Uzun zaman sonra ilk defa standart askeri üniformalar (VKPO 3.1) dağıtmaya başladılar. Ama bu da yeni bir “sirk” başlattı: “Kendi kıyafetini giyemezsin, sadece standart üniformayı giyeceksin.” Sonra tam tersi. Bu sürekli değişiyor. Bugün bile devam ediyor; bize harika üniformalar verdiler ama giymemize izin verilmiyor. Gerekçe: “Ya bir tören olursa ve üniforman kirliyse?” İşte böyle bir anlamsızlık (şizofreni) içindeyiz.

Muherebe Deneyimi ve Taktikler

Muhabir: İlk muharebe göreviniz ne zaman ve nerede oldu?

Tim: Bizim için asıl muharebe faaliyeti, transfer edildiğimiz Avdeyevka (Avdiivka) Harekatı ile başladı. Önce bölgeye alıştık, sonra işe koyulduk. İlk olarak, mayınlar yüzünden ilk tankımızı kaybettiğimiz atık tepesi hücumuna katıldık. Daha sonra, komşu birliğin ilerleyebilmesi için ağaçlık hatları temizledik (ateş altına aldık). Ben de ilk muharebemde içinde bulunduğum tankı kaybettim (benim kendi tankım değildi). Komutan yaralandı (askeri argoda ‘300’lük oldu’), oradan zor çıktık. Bu tür birkaç doğrudan angajmandan sonra, kapalı atış mevzilerinden (ZOP – yani tankı bir obüs gibi kullanarak dolaylı atış yapma) uzun mesafeli atışlara geçmeye başladık. Çünkü neredeyse her doğrudan çatışma, bir tankın kaybedilmesi demekti.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
Avdeyevka taarruzu (Görsel: The Spectator)

Muhabir: Doğrudan çatışma ve ZOP atışlarını anlatır mısınız?

Tim: Doğrudan çatışmada (direkt atış), hücum grupları alçaktan ilerlerken ben 2 km mesafeden ağaçlık hattı tarıyordum ki kafalarını kaldıramasınlar. Mühimmatımız tamdı (20 parça tesirli, 4 APFSDS/sabot, 4 HEAT). Mümkün olduğunca hızlı ateş edip çekiliyorduk. Kapalı atış mevzilerinde ise ilginç bir şey yoktu; akşam mevziye girer, sabaha kadar beklersin. Hedef hemen çıkarsa şanslısın, hızlıca ateş eder ve sabaha karşı geri dönersin. Bir ara mürettebatlar 3 gün boyunca tanktan inmeden, tam teçhizat kamufle olmuş halde, bir dakikada ateşe hazır bekledi. En büyük sorun, mürettebatların sürekli değişmesi ve herkesin yabancı tankları kullanmasıydı. Bu durum Avdeyevka sonrası Orlovka hücumunda az daha canıma mal oluyordu. Benim mürettebatım başka tanktaydı, bana tamamen arızalı bir tank verdiler. Köye girerken önce ana top, sonra kule arızalandı. Sadece makineli tüfekle (PKT) ve kuleyi elle çevirerek hücum etmek zorunda kaldım. Korkunç bir deneyimdi. Aynı gün başka bir tank gece hücuma gitti ve yolda vuruldu. O günden sonra doğrudan hücumları bıraktık. Bu 2024 baharındaydı.

Muhabir: ZOP (dolaylı atış) ne kadar etkili? Düzeltmeler nasıl yapılıyor?

Tim: Eğer iyi bir drone gözlemciniz varsa ve nişancı da matematiğini iyi biliyorsa, yıpranmamış bir topla isabet oranı topçudan bile daha iyidir. İdeal koşullarda üçüncü mermiyi “pencereden içeri” (çok hassas hedef) sokabilirsiniz.

Dron Savaşları ve “Çar-Kafesler”

Muhabir: Dronlara karşı nasıl mücadele ediyorsunuz?

Tim: Görevdeyken, yanımızda elektronik harp (RЭB) tüfeği olan iki gözcü ve “Bulat” adı verilen (muhtemelen ev yapımı) elektronik harp sistemleri bulunduruyoruz. T-80BVM ile birlikte standart “Triton” sistemi geldi. Poligonda denedik, dronları düşürüyor gibi görünüyor ama gerçek savaşta ne kadar etkili olurlar, henüz test etme şansımız (ya da şanssızlığımız) olmadı.

Muhabir: Şu meşhur “Çar-Kafesler” (tankları tamamen kaplayan devasa metal kafesler) nasıl ortaya çıktı?

Tim: Başlangıçta, herkeste olduğu gibi, sadece dronlardan atılan küçük bombalara karşı hafif çatılarımız vardı. Avdeyevka boyunca bu çatılarla idare ettik. “Çar-Kafes” modasını biz kaçırdık, biz doğrudan “dread” adı verilen (zincir veya saçakların sarktığı) sistemlere geçtik. Şimdi ise “zırhlı kirpi” (brone-ezhi) denilen yeni bir model çıktı. Ben bunlara karşıyım. Evet, belki birkaç dakika daha fazla koruma sağlar ama zaten eninde sonunda yanıyorsun. Asıl sorun, bu kadar ağır bir zırhla kaplı tankın bakımını yapmak imkânsız hale geliyor. Eğer ölçülü yapılırsa tamam, ama bazen abartıyorlar.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
T-80BVM “dread” koruması (Görsel: Dzen.ru)

Muhabir: Bu eklenen yapılar tankın performansını nasıl etkiliyor?

Cevap: Yürüyen aksam (paletler, süspansiyon) bir şekilde dayanıyor, ama şanzıman ve yan dişli kutuları (aktarma organları) dayanamıyor. Diğer bölükte çelik halatlardan devasa bir kafes yaptılar, tank 10 km gitmeden şanzımanı dağıttı. Bu ek ağırlıklar parçaların ömrünü katbekat azaltıyor. Normal tanklar bile sürekli bozulurken, bu ağırlıkla daha beter oluyor. Eğer kafesler gövde yerine doğrudan kuleye kaynaklanırsa, bu kez de kule döndürme motorları yanıyor ve kuleyi elle döndürmek imkânsız hale geliyor.

Muhabir: Reaktif zırh (ERA) bloklarıyla durum nedir?

 Tim: Ooo… Reaktif zırh (DZ) konusu tam bir felaket! (Orijinal metinde çok kaba bir argo kullanılmakta). Eski T-80BV’lerde, tankın yanlarını ve kulesini çift kat ERA ile kaplayabiliyordum. Ama bu yeni T-80BVM’lerde durum farklı. Reklamı yapılan “Relikt” (yeni nesil ERA) zırhı sanırım sadece Kremlin’in tanıtım videolarında var. Kule yanaklarında garajlarda yapılmış, ev yapımı ERA blokları var. İçinde mayın temizleme kitlerinden (Gorınıç) alınan patlayıcılar var. Başarılı olma şansı %50. Relikt’in kinetik mermileri bile durdurduğu söylenirken, biz bunlarla idare ediyoruz. Bu adamlar (garajdaki ustalar) elinden geleni yapmış, onlara teşekkürler. Ama benim sorum devlete: Nerede bu zırhlar? Patlayıcı zırh üretmek roket bilimi mi? Fabrikadan gelen tank iyi donanımlıydı, ama bir parça bozulduğu an, tamir taburundan kendi paramızla satın alıyoruz.

Teknik Değerlendirme: T-80BVM Tankı

Muhabir: Bir nişancı olarak T-80BVM’yi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tim: BVM hakkında konuşmak, ölü hakkında konuşmak gibidir: ya iyi konuşursun ya da hiç konuşmazsın. Durum, AK-12 tüfeği gibi: Kağıt üzerinde harika, ama işçilik kalitesi berbat. Civatalar o kadar kalitesiz bir alaşımdan (silumin) yapılmış ki, sıkarken elinizde kalıyor. Elektronik sistemi sürekli arıza veriyor, kendi hayatını yaşıyor. Bana denk gelen tank, tırdan indiği anda kule hidroliği akıtmaya başladı ve hala akıtıyor. Bir yeri tamir ediyorsun, başka bir yer patlıyor. Ergonomi yok. Mekanik dolduruculu tanklar zaten sıkışıktır, BVM’de termal görüş sistemi yüzünden daha da sıkışık, özellikle komutan için. Nişangahı fena değil, ama karşılaştıracak başka bir şey görmedim. Eski T-80BV’deyken BVM mürettebatları bize “Elinizdeki makinelerin kıymetini bilin” derdi, anlamazdık. Şimdi anlıyorum. Diğer bölüklere gelen BVM’ler de aynı; durmadan sızdırıyorlar.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
T-80BV tankını koruma çabası (

Muhabir: T-80’in Gaz Türbinli Motoru hakkında çok efsane var. Gerçekte durum nedir?

Tim: Tanktaki türbin motoru kesinlikle bir bela. T-80 hakkında çok fazla efsane var, ama gerçekler şunlar:

  1. Sessiz Değil: Sadece tam önden sessiz. Yandan ve arkadan, kalkışa geçen bir savaş uçağı gibi ses çıkarır. Diğer tanklarla aynı mesafeden duyulur.
  2. “Her Yakıtı Yakmaz”: Bu da yalan. Pratikte herkes kerosen kullanıyor. Öylece dizel doldurup gidemezsiniz.
  3. Hızlı Ama Güçsüz: Evet, kuru toprak yolda hızlıdır. Ama bizim kara toprağımızda (çamurda) gitmiyor. Bağırır, ıslık çalar ama sürünür. T-72’nin rahatça geçtiği yerlerde biz saplanıp kaldık.
  4. Kışın Çalıştırma Sorunu: Kışın hızlı çalıştığı doğru… ama akü biterse film biter. T-72 gibi iterek veya hava basarak çalıştıramazsınız.
  5. Isınma Süresi: En kötüsü de bu: Türbinin (kalkış için) ısınması 1.5 dakika sürer. Bir keresinde pusuya düştük ve havan ateşine tutulduk. T-72’ler anında çalışıp (motor sesi ‘bryn’ diye tarif edilmiş) uzaklaştı, biz ise ateş altında türbinin ısınmasını bekledik.
  6. Bakım: Her yakıt ikmalinden sonra aracın altına girip yakıt filtrelerindeki tortuyu boşaltmanız gerekir, yoksa yolda kalırsınız. Hava girişine yaprak yapışsa motor durur.

Artıları yok mu? Var. Doldurma mekanizması T-72’den daha kullanışlı. Ve geri vitesi T-90’dan çok daha iyi.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
Ukrayna tarafından ele geçirilen T-80BVM

Muhabir: İdeal tank nasıl olmalı?

Tim: Savaş için ideal tank T-90’dır (dizel motorlu olduğu için). Gelecek içinse, “Kara Kartal” (Obyekt 640) gibi kule arkası mühimmatlı (daha güvenli), dizel motorlu, Aktif Koruma Sistemli (KAZ) ve otomatik taretli (makineli tüfek) bir tank olmalı.

Yaşam koşulları ve bürokrasi

Muhabir: Yaşam koşulları nasıl?

Tim: Yemek hem devletin verdiğinden hem de kendi cebimizden. Haftada birkaç kez yıkanma imkanı var. Tankta çalışmak için ayrı iş tulumu vermiyorlar. Sadece standart siyah tankçı kıyafeti veriyorlar. Yazlık olan fena değil ama kışlık olan (vatnik) o kadar kalın ki içinde hareket etmek imkansız. Ben muharebe için kendi parama daha rahat, aleve dayanıklı bir tulum aldım. Geri bölgedeki sığınaklarımızı baştan sona kendi paramızla yapıyoruz. Arada bir insani yardım jeneratörü veriyorlar.

Muhabir: Maaşlar ve sosyal haklar ne durumda?

Tim: Maaşlar artık stabil, sanırım 2023 başında Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri seviyesine geldi. Avdeyevka’dan sonra bir kereliğine 300 bin (Ruble) muharebe primi aldık, o kadar.

Muhabir: Gazi statüsü?

Tim: Gazi kimliğim var ama pratikte bir faydasını görmüyorum. Biz Donetsk’liyiz, bize ne ayrıcalığı olacak…

Muhabir: Seferber edilenlere sözleşme imzalamaları için baskı var mı?

Tim: 2023 yazına kadar “seferber edilmiş” statüsündeydik. Sonra sözleşme imzalamamız için baskı yapmaya başladılar. Reddedenleri “Ştorm” (genellikle ceza taburu veya gözden çıkarılabilir hücum birimi olarak kullanılır) birliklerine göndermekle ve maaşlarını kesmekle tehdit ettiler. Benim mürettebatım hariç herkes hızla imzaladı. Biz iki ay direndik ama Ağustos’ta “Savaş bir yılda bitmez, maaşsız ve sosyal haklarsız kalırsınız” diyerek bizi de ikna ettiler. Bir yıl sonra (2024’te) yeni bir sözleşme destanı başladı. Bu kez Orta Asyalı (metinde aşağılayıcı bir tabir kullanılmakta) bir tabur komutanı bizden 3 yıllık imzalamamızı istedi. Bu hiç kimsenin işine gelmedi. Yine “Ştorm” tehditleri başladı. “Sözleşme imzalamazsanız sizi piyade yedeğine göndeririz, orada başınıza her şey gelebilir” dediler. İki gün içinde bölükte imza atmayı reddeden 6 kişi kaldık. Hepimizi tek tek çağırıp yine korkuttular. Tankçı açığı olduğunu biliyorduk, yerimize aylarca adam bulamazlardı, ama o kadar ikna edici konuştular ki… “Savaştan sonra kimseyi zorla tutmayacağız” sözüyle bizi de ikna ettiler. İşte sözleşmeli asker safları böyle dolduruluyor.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri
Rus askerlere verilen madalyalar

Madalya (Haç) Alınan Olay

Muhabir: Komutanınızı kurtardığınız olayı anlatır mısınız?

Tim: Tanktaki ilk muharebe görevimdi. Hücumcuların ilerleyişini korumak için tepeden ateş desteği sağlıyorduk. Sis basınca piyadeler bizsiz de ilerledi. Biz de “Mühimmat doluyken geri dönmeyelim” dedik. Siperden çıktık, tüm mühimmatı ateşledik. Geri dönerken tank yerinde dönmeye başladı (palet attı). Bakmak için kapağı açtığımız an havan ateşi başladı. Komutan tahliye emri verdi. Siperde saklandık. Koşarken havan mermileri peşimizden geliyordu. Bir tanesi tam arkamıza düştü. Ben sağlamdım ama komutan vurulmuştu. Onu bir çukura çektim, inliyordu. Elimi tulumunun altına soktum, kan vardı. Sardım ve en yakındaki piyade siperine doğru ilerledik. Telsiz çalışmıyordu (sonradan anladık ki yanlışlıkla frekansı değiştirmişiz). Piyadelerin yanında telsizle ulaştık. Yarayı tarif ettim, akciğer sönmesinden (pnömotoraks) şüphelendim, yarayı bir ilk yardım paketi ambalajıyla kapattım, ağrı kesici (Nefopam) vurdum ve onu tahliye noktasına çekmeye başladık. Artık yürüyemiyordu. İşin garibi, tüm tahliye noktalarını sadece bir kişi biliyordu ve bize bilgi verilmemişti. Google Haritalar’dan yolumuzu bulmaya çalıştık. Tam o sırada komutan kan kusmaya başladı ve ayrıldığımız o boş tarladan bir sağlıkçı ortaya çıktı. Ona iğne yaptı ve bir el arabası bulup tahliye noktasına kadar çekmemize yardım etti. O adam oraya nereden geldi, hala bilmiyoruz. Orada kimse yoktu. Yaklaşık 2 kilometrelik bataklık yolu yaralıyla taşımak 2 saat sürdü. Sonuçta komutanın akciğeri sağlamdı ama şarapnel kaburgadan sekip dalağını parçalamış ve omurganın yanına saplanmıştı.

Muhabir: Komutan hayatta kaldı mı?

Tim: Evet, boşuna çekmemişiz. (Bu olay için madalya aldım. Ama benimle birlikte komutanı taşıyan arkadaşım hiçbir şey almazken, o gün orada bile olmayan standart mekaniğe de aynı madalyadan verdiler. Bürokrasi işte…)

Sonuç

Muhabir: Savaş sizi nasıl değiştirdi?

Tim: Sanırım ailemle ve sevdiğimle geçirdiğim zamanın kıymetini daha çok anlamaya başladım. Eskiden kavga çıkarabileceğim küçük şeyler için artık zaman olmadığını, kavga ve kırgınlıkların lüks olduğunu anladım.

Muhabir: Özel hayatınız ve gelecek planlarınız?

Tim: Nişanlımla, tam da o Kaskad birliğinden ayrılıp tankçı olduğum aradaki boşlukta tanıştım. Planım, bu iş bitene kadar hayatta kalmak, sonra düğün yapmak ve sakin bir aile hayatı kurmak.

Muhabir: Savaş bittiğinde ne yapmayı planlıyorsunuz?

Tim: Hiçbir planım yok. Bu süre zarfında düşünce yapım sivil hayattan o kadar uzaklaştı ki… Ne yapacağına kendin karar verdiğin o “normal” hayata dönünce ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Ama bir şeyden eminim: Bu askeri yapılar içinde kesinlikle kalmayacağım.

Rus tankçıdan T-80 gerçekleri

Kaynak: defenceTurk

Son Haberler