ASELSAN MURAD AESA radarı altıncı platforma entegre ediliyor

Türk savunma sanayiinin lideri ASELSAN’ın geliştirdiği MURAD AESA Burun Radarı, entegrasyon ve seri üretimde önemli bir aşamayı tamamladı.
MURAD AESA Radarı
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, radarın halihazırda beş platforma entegre edildiğini ve altıncı platform için çalışmaların sürdüğünü açıkladı.
Milli kaynaklarla üretilen yüksek teknoloji
Ankara merkezli savunma devi ASELSAN, kendi öz kaynakları ile yürüttüğü uzun soluklu çalışmalar neticesinde, az sayıda ülkenin sahip olduğu AESA radar teknolojisini milli imkanlarla üreterek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine kazandırmaya devam ediyor.
Geliştirilen MURAD AESA Radarı, sahip olduğu üstün yeteneklerle hem insansız hava araçlarının (İHA) hem de savaş uçaklarının etkinlik ve beka kabiliyetlerini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor.
Konuyla ilgili en yetkili ağızdan gelen açıklamada, projenin geldiği son duruma ilişkin kritik bilgiler paylaşıldı.
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, MURAD projesindeki ivmeye dikkat çekerek, seri üretim ve platform entegrasyonlarının eş zamanlı olarak başarıyla yürütüldüğünü belirtti.
Akyol, “MURAD AESA Radarı'nın şu anda entegre edildiği platform sayısı 5'i buldu, 6'ncı platforma entegre ediliyor. Seri üretim yapıyoruz. Bir taraftan hem SİHA'larda hem de uçaklarda aktif bir şekilde kullanılıyor.
F-16 ve başka insanlı platformlarda da gündemde” ifadeleriyle projenin kapsamının genişliğine ve stratejik önemine vurgu yaptı.
Teknolojik üstünlükler ve yetkinlikler
MURAD AESA Radarı, Galyum Nitrür (GaN) teknolojisiyle desteklenen binlerce Alıcı/Verici (T/R) modülünden oluşan mimarisi sayesinde, geleneksel mekanik taramalı radarlara kıyasla devrimsel nitelikte avantajlar sunuyor. Elektronik hüzme yönlendirme yeteneği ile çok daha hızlı ve hassas hedef tespiti ve takibi yapabilen radar, aynı anda çoklu hedeflere angaje olabiliyor.
ASELSAN tarafından paylaşılan teknik bilgilere göre MURAD, eş zamanlı olarak hava-hava ve hava-yer görevlerini icra edebilme yeteneğine sahip.
- Hava-Hava Modları: Uzun menzilli arama, ararken takip, çoklu hedef takibi, akın tespiti ve havadan havaya füzeler için ara safha güdüm gibi kritik fonksiyonları barındırıyor. Bu sayede, "görüş ötesi" (Beyond Visual Range - BVR) hava muharebelerinde pilota ve platforma ezber bozan bir üstünlük sağlıyor.
- Hava-Yer Modları: Şerit ve nokta modunda Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) ile yüksek çözünürlüklü yeryüzü görüntülemesi, yer haritalama, hareketli yer hedefi tespiti ve takibi (GMTI), deniz arama ve Ters Sentetik Açıklıklı Radar (ISAR) gibi yeteneklerle platformun taarruz gücünü artırıyor.
Ayrıca, elektronik destek ve elektronik taarruz (ED/ET) kabiliyetleri sayesinde düşman radar sistemlerine karşı karıştırma uygulayabilen MURAD, düşük görünürlük (LPI)
özelliği ile de tespit edilmesini zorlaştırarak platformun bekasına doğrudan katkı sağlıyor.
Entegrasyon ve kullanım alanları
MURAD AESA Radar sisteminin entegre edildiği platformlar arasında Türk Hava Kuvvetleri'nin ana vurucu gücü olan F-16 savaş uçaklarının ÖZGÜR modernizasyon projesi ve Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) öne çıkıyor.
F-16 ÖZGÜR platformu ile ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştiren radar, AKINCI TİHA'ya da entegre edilerek bu platforma stratejik bir kabiliyet kazandırdı. AKINCI, MURAD radarı sayesinde GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN gibi milli hava-hava füzelerini kullanarak düşman hava hedeflerine karşı kendini savunabilecek ve taarruz gerçekleştirebilecek.
Akyol'un açıklamaları, radarın entegrasyon yol haritasının F-16 ve AKINCI ile sınırlı kalmayacağını da ortaya koyuyor. Milli Muharip Uçak KAAN, HÜRJET Jet Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı, ANKA-3 ve KIZILELMA gibi insansız savaş uçakları da dahil olmak üzere toplamda altı farklı hava platformunda MURAD AESA radarının kullanılması hedefleniyor.
Bu çeşitlilik, Türk savunma sanayiinin platformdan bağımsız, modüler ve yüksek teknolojili bir sistem geliştirme başarısını gözler önüne seriyor.
MURAD AESA radarının seri üretim aşamasına geçmesi ve farklı platformlara başarıyla entegre edilmesi, Türkiye'nin hava sahasındaki teknolojik bağımsızlığını pekiştiren ve uluslararası alanda oyun değiştirici bir aktör olma yolundaki iddiasını kuvvetlendiren tarihi bir adım olarak kayıtlara geçiyor.
Kaynak: gdhDigital