Fransız basını yazdı: Türkiye, PİRANA ile deniz harbinde kuralları değiştiriyor

Fransa merkezli EDS tarafından yayımlanan analize göre, Türkiye'nin tanıttığı yeni otonom ve stealth teknolojisine sahip deniz dronu PİRANA, modern deniz harbi doktrinlerini kökten değiştirme potansiyeli taşıyor.
PİRANA KİDA
MKE tarafından geliştirilen bu sistem, Ankara'nın denizlerdeki stratejik üstünlüğünü ve teknolojik yetkinliğini gözler önüne seriyor.
Gaspard Roux imzasıyla yayımlanan makaleye göre Türkiye, PİRANA adını verdiği otonom suüstü platformu ile deniz kuvvetleri alanında çığır açan bir teknolojiye imza attı.
Bu gelişme, Türkiye'nin deniz gücünü pekiştirmeye yönelik daha geniş kapsamlı stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Yüksek hız, hayalet (stealth) kabiliyeti ve vuruş gücünü bir araya getiren PİRANA, Ankara'nın geleceğin çatışmalarında giderek daha kritik hale gelen otonom savaş sistemlerindeki iddiasını ortaya koyuyor.
PIRANA, su jeti tahrik sistemi sayesinde 50 knot'un üzerinde süratlere ulaşabiliyor. Radar izini en aza indiren kompozit gövdesi, dronun tespit edilmesini oldukça zorlaştırıyor.
200 deniz milinin üzerinde bir menzile sahip olan platform, uzak mesafelerdeki hedeflere yönelik baskınlar düzenleyebileceği gibi stratejik bölgelerde gözetleme görevleri de icra edebiliyor.
PIRANA, tek başına veya diğer dronlarla koordineli bir şekilde "sürü" halinde görev yapabilme yeteneğine sahip.
Bu kabiliyet, düşman savunma sistemlerinin doyurulması ve aşılması konusunda önemli bir avantaj sağlıyor. Makalede yer alan bir alıntıda, platformun maliyet etkinliğine dikkat çekiliyor:
“PİRANA, geleneksel savaş gemilerine kıyasla etkileyici bir maliyet-etkinlik oranı sunuyor."
İşte PİRANA’nın öne çıkan bazı teknik verileri:
- Askeri Yük: 65 kg
- Maksimum Hız: +50 knot
- Seyir Modu: Otonom / Uzaktan Kontrollü
- Radar İzi: Düşük (Kompozit Gövde)
- Vuruş Modu: Bireysel / Sürü
Makaleye göre Türkiye, PIRANA'yı çok alanlı (multi-domain) bir mimari içinde kullanma yeteneğini de sergiledi.
28 Haziran 2025'te gerçekleştirilen bir tatbikatta, TCG Anadolu'dan kalkan Bayraktar TB3 SİHA, simüle edilmiş bir saldırı görevindeki PIRANA'nın kontrolünü devraldı.
Bu entegrasyon, farklı otonom sistemler arasında hassas bir koordinasyon sağlayarak vuruş etkinliğini artırıyor.
Bir hava platformu tarafından yönetilen silahlı bir suüstü dronu konsepti, geleneksel deniz doktrinlerini sarsacak nitelikte bir yenilik olarak tanımlanıyor.
PİRANA’nın sahaya sürülmesi, Türkiye'nin denizlerdeki duruşu için önemli stratejik sonuçlar doğurabilir.
Bu sonuçlar arasında Münhasır Ekonomik Bölgelerin (MEB) daha etkin gözetlenmesi ve daha güçlü konvansiyonel donanmalara karşı asimetrik bir harekat kabiliyeti geliştirilmesi yer alıyor.
Dronun tam otonom olması, aynı zamanda insan ve lojistik maliyetlerini de önemli ölçüde azaltıyor.
Türkiye'nin bu teknolojiyi Akdeniz, Ege ve Karadeniz'deki caydırıcılığını artırmak için kullanabileceği belirtilirken, müttefik ülkelere ihraç edilme potansiyelinin de Ankara'nın bölgesel nüfuzunu artırabilecek bir başka faktör olduğu vurgulanıyor.
Analizde görüşüne yer verilen Arslan Y. adlı bir kaynak, teknolojinin önemini şu sözlerle ifade ediyor:
"Bu drone denizlerde oyunun kurallarını değiştirecek. Önemli bir eşiği aştık.”
PİRANA’nın Türkiye için yalnızca teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda denizlerdeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek stratejik bir araç olduğu ifade ediliyor.
Kaynak: gdhDigital