ROKETSAN’dan iki cephede atılım: Çelik Kubbe ve uzay yarışı

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, SAHA Sohbetleri’nde SİPER Blok-2, ŞİMŞEK uzay projesi ve yerli tedarik stratejisini açıkladı.
ŞİMŞEK-2
SAHA Sohbet programının konuğu olan ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, şirketin vizyoner projeleri ve Türkiye'nin savunma sanayisindeki geleceğine dair stratejik açıklamalarda bulundu. İkinci, özellikle katmanlı hava savunması ve uzay teknolojileri alanında atılan adımların altını çizdi.
Çelik Kubbe: Katmanlı hava savunma sistemi
Türkiye'nin hava sahasını farklı irtifa ve menzillerde korumak üzere geliştirilen entegre hava savunma sistemi "Çelik Kubbe" mimarisine değinen İkinci, bu yapının birbiri üzerine binen ve birbirini koruyan katmanlardan oluştuğunu belirtti.
Günümüzün satürasyon, sürü ve balistik füze gibi çeşitli ve yoğun tehditlerine karşı maliyet-etkin bir mücadele gerekliliğini vurgulayan İkinci, Çelik Kubbe'nin yapay zeka destekli komuta kontrol sistemleriyle tehdit türüne göre en uygun mukabeleyi otomatikleştirdiğini ifade etti.
Bu katmanlı yapının en tepe noktasını oluşturacak SİPER Blok-2 füzesi hakkında merak edilenleri yanıtlayan İkinci, projenin geldiği aşamaya ilişkin önemli bilgiler paylaştı.
Testler başarılı, seri üretim yakında
TÜBİTAK SAGE'nin tasarım, ROKETSAN'ın ise üretim ve geliştirme sorumluluğunu üstlendiği projenin başarıyla ilerlediğini belirten İkinci, "Bu sene içerisinde yaptığımız en son testlerde gayet başarılı bir şekilde istenilen manevraları yaptı ve hedefine ulaştı... Hedef, önümüzdeki yılın sonuna doğru inşallah artık tamamen kalifikasyonu yapılabilecek bir aşamaya getirebilmek. Ondan sonra da seri üretimleriyle inşallah Çelik Kubbe'nin en uzun menzilli hava savunma füzesi olarak envantere girmiş olacak," diyerek projenin takvimi hakkında net bir vizyon ortaya koydu.
İkinci, hava savunmasının hipersonik tehditler ve gelişen dron sistemleri nedeniyle sürekli bir yarış olduğunu belirterek, "Bu bitmeyen bir yarış şeklinde devam edecek. Burada da Roketsan'ın, TÜBİTAK SAGE'nin, ASELSAN'ın iş birliktelikleri çok kıymetli," sözleriyle mevcut sistemlerin sürekli olarak geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Murat İkinci, Türkiye'nin uzay yarışındaki konumunu ve ROKETSAN'ın bu alandaki rolünü de kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan uzay yol haritasının, Türkiye'nin uzaya bağımsız erişim hedefini netleştirdiğini hatırlattı.
ŞİMŞEK-2 projesinin stratejik önemi
ROKETSAN'ın sonda roketleriyle defalarca uzay sınırına ulaştığını belirten İkinci, asıl hedefin yörüngeye faydalı yük yerleştirecek platformlara sahip olmak olduğunu vurguladı.
Bu bağlamda geliştirilen ŞİMŞEK-2 projesinin stratejik önemine dikkat çeken İkinci, bu fırlatma aracının 1,5 tonluk bir uyduyu yörüngeye taşıma kapasitesine sahip olacağını açıkladı.
Bu kabiliyetin Türkiye'ye getireceği avantajları ise şu sözlerle özetledi: "Bu şu anlama geliyor: Türkiye artık herhangi bir devletin kendi ihtiyaçlarına cevap vermesini beklemeden kendi uydularını uzaya taşıyabiliyor. Bu, uzay yarışında bağımsızlık açısından çok kıymetli."
İkinci, bu teknolojinin aynı zamanda Türkiye'nin milyarlarca dolarlık uzay ekonomisinden pay alabilmesi için de kritik bir avantaj sağlayacağını ekledi. Yeniden kullanılabilir roket teknolojilerinin de gündemde olduğunu, ancak ilk hedefin ŞİMŞEK-2 ile maliyet-etkin ve güvenilir bir fırlatma kabiliyeti kazanmak olduğunu belirtti.
Konuşmasında ROKETSAN'ın yerlileştirme ve tedarikçi yönetimi stratejilerine de değinen Murat İkinci, şirketin %90'ın üzerinde bir yerlilik oranıyla çalıştığını ve bunun stratejik bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
"ROKETSAN'ın en önemli stratejisi, aslında %100 diğer ülkelerden herhangi bir şekilde izin almadan kullanılabilecek ürünleri kendi sistemlerimizde kullanmaktır" diyen İkinci, 2000'in üzerinde firmanın yer aldığı güçlü bir iş ortağı zinciri kurduklarını belirtti.
Dünyanın en hızlı büyüyen 11. savunma şirketi olarak bu büyümeyi sürdürebilmek için yerli ekosistemin güçlendirilmesinin şart olduğunu vurgulayan İkinci, SAHA İstanbul üyesi KOBİ'lerin bu zincirdeki kritik rolüne dikkat çekti.
SAHA İstanbul'un, firmaların kurumsallaşması, profesyonelleşmesi ve ihracat odaklı bir vizyon kazanması için SAHA MBA gibi programlarla önemli bir misyon üstlendiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: gdhDigital