TUSAŞ’tan güçlü başlangıç: Avrupa’nın 2. büyük rüzgar tüneli testten geçti

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından inşa edilen ve Avrupa'nın en büyüklerinden biri olma niteliği taşıyan ses altı rüzgar tüneli, ilk resmi test sürecini başarıyla tamamladı.
TUSAŞ Ses Altı Rüzgâr Tüneli
Tesisin devreye alınmasıyla birlikte, Türkiye'nin havacılık test altyapısındaki kapasitesi önemli ölçüde güçlendi.
Çok amaçlı ve gelişmiş altyapı
Kapalı döngü tipi olarak tasarlanan TUSAŞ Ses Altı Rüzgâr Tüneli; aerodinamik ve aeroakustik testler için üç farklı model destek modülüne ve test kesitine ev sahipliği yapıyor. Küçük Test Kesiti 4,9 metreye 3,7 metre boyutlarındayken Mach 0.55'e kadar test yapma kapasitesine sahip. Büyük Test Kesiti 6,4 x 4,8 metre büyüklüğünde olup Mach 0.4’e kadar test imkânı sunuyor. Açık Test Kesiti ise kapalı duvar etkisini ortadan kaldırarak, daha büyük modellerde Mach 0.3'e kadar test yapılabilmesini sağlıyor.
Devreye alma süreci Ekim 2024'te başlatılan tesis, bu kapsamda altyapı sistem kontrolleri, yazılım entegrasyonları, motor kontrol sistemleri, sıcaklık ve otomasyon testleriyle detaylı bir hazırlık aşamasından geçti. Yapılan açıklamada, "Mach 0.55’e kadar yapılan akış karakteristiği ölçümleriyle birlikte model destek sisteminin tüm kontrolleri başarıyla tamamlandı" denildi.
KAAN için ilk testler başarıyla tamamlandı
İlk testlerde, Millî Muharip Uçak KAAN için özel olarak geliştirilen ve 1/9 ölçekli enstrümante edilmiş bir model kullanıldı. Nisan 2025’te bu modelin montajı ve iç balans bütünlemesi gerçekleştirildi, ardından Küçük Test Kesiti’ne kurularak shake down testleri başarıyla sonuçlandırıldı. Resmi test süreci ise 2 Mayıs 2025 itibarıyla resmen başlatıldı.
Bu yeni altyapı, özellikle Türkiye'nin yerli hava platformlarının geliştirme sürecinde kritik bir rol oynayacak. TUSAŞ yetkilileri, rüzgâr tünelinin ulusal projelere sağlayacağı katkının yanı sıra, uluslararası iş birliklerine de kapı aralayacağına dikkat çekiyor.
Avrupa’nın ikinci büyük tesisi olarak konumlanan bu rüzgâr tüneli, Türkiye’nin savunma ve havacılık alanında test ve değerlendirme bağımsızlığını güçlendirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: gdhDigital